Milli Eğitim Bakanlığı'nın öncülüğünde 15 ilde yürütülen Öğretmen Akademisi'nin İzmir ayağı başladı. İzmir İktisat Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Öğretmen Akademisi çalışmaları kapsamında, resmi ve özel eğitim kurumlarında görev yapan öğretmen ve eğitim yöneticileri, alanında uzman isimlerle bir araya getirilerek edebiyat, müzik, sanat, sosyal bilimler, Türk İslam düşüncesi ve bilimi, şehir ve kültür, matematik ve fen bilimleri, sürdürülebilir yaşam, oyun, yönetici akademisi gibi birbirinden farklı başlıklarda eğitimlere katılacak.

Öğretmen Akademisi'nin ilk dersini İzmir Valisi Süleyman Elban verdi. Vali Elban birçok okul idarecisinin ve öğretmenlerin bulunduğu toplantıda konuştu. İlk dersi veren Vali Elban, eğitimin zorunlu bir görev olmadığını belirti, süreci keyifli hale getirip öğrencilere yeni bir pencere açmanın öğretmenlerin elinde olduğunu söyledi. Geleceği şekillendiren, planlayan, yetiştiren ve onları hayata hazırlayan eğitimcilere büyük sorumluluklar düştüğünün altını çizen Vali Elban, "Devletlerin temel amacı, toplumu belli bir refah içinde huzurla yaşatmaktır. Sizlerin aynı zamanda bir veli olarak yavruların geleceği ile ilgili bir endişe duymasını istemiyoruz. Böyle bir ülke inşa etmek temel hedefimiz. Bunun için çalışmalıyız. Klasik yöntemlerle bunu başarmak imkansız. Doğru, güzel yöntemleri geliştirerek yeni bilgiler, tarzlar geliştirerek nesilleri arzu edilen şekilde topluma hazırlamak durumundayız" dedi.

'YAPTIĞIN İŞTEKİ BAŞARINLA GURUR DUYMALISIN'
Son dönemde sosyal medyada, sektörlerin yetişmiş eleman ihtiyacından kaynaklı serzenişleri ile karşı karşıya olduklarını vurgulayan Vali Elban, "Aslında kişiye ara eleman ya da okula meslek lisesi deyince işi farklı bir yöne götürmüş oluyorsunuz. Diğeri normal lise de meslek lisesi ikinci sınıf mı, diğeri eleman da ara eleman az nitelikli mi oluyor? Bu ve benzeri yaklaşımlarla hem çocukları irite ediyoruz hem de bir süre sonra da gençlerin mutlu olmadığından, insan yetişmediğinden şikayet ediyoruz. İşimiz donanımlı insan yetiştirmek. Tüm okulların adının bir kariyer planlaması okulu olması lazım. Genç ya da çocuk ister teknoloji ister sanayi, ister tarım, ister sanat alanında bir eğitim görebilir ve meslek edinebilir. Ama başlangıçta kategorize edip, birini kutsayıp, değerli kılıp diğerini zihin dünyamızda aşağılarsak başlangıçta hata yapmış oluruz Her iş kendi içinde çok kıymetli. Sen yaptığın işteki başarınla gurur duymalısın" dedi.

Günümüzde mavi yakalı çalışanlar ile beyaz yakalı çalışanlar arasındaki farkın değiştiğine dikkat çeken Vali Süleyman Elban, "Bizlerin öğrenci ya da çocuk olduğu dönemde beyaz yakalılar daha üst düzey iş yaparlardı. Ama bugün mavi yakalıların hepsi beyazdan daha çok ücret alıyor. Bence insanların yaptığı işte elde ettiği başarı neyse o iş güzeldir. İlle yaptığı işin diplomasına bakmanın önemi yok" diye konuştu.

'KOD OKURYAZARLIĞI SEFERBERLİĞİ BAŞLATTIK'
Konuşmasında dijital dönüşümün önemine dikkat çeken Vali Elban, okullarda bu amaçla kod okuryazarlığı seferberliği başlattıklarını açıkladı. Eğitimin teknoloji ile bütünleşmesi gerektiğini belirten Elban şöyle devam etti:
"Bu toplumun bana göre yüzde 10'unun üniversiteye gidip eğitim alması gerekiyor. Yüzde 90'ı üniversiteye gitmeden kariyer planını hazırlayıp mesleğe atılmalı. Üniversiteyi her bitiren kişiyi devlet istihdam etmek zorunda değil. Biz onları erkenden yetenekli, kendisiyle barışık nesiller haline getirmeliyiz. Teknoloji ile yavrularımızı buluşturmalıyız. Ülkemiz pazar oldu, lider olamadı. Araba üretemedik, araba pazarı olduk, bilgisayar üretemedik, pazarı olduk. Şimdi elimizde fırsat var dijital dönüşüm. Bu tüm dönüşümlerden bağımsız olarak çok kolay yapılabilir. 4,5 yıl içinde dünyanın en ileri ülkelerini yakalayabiliriz. Dijitalde zaman o kadar kısa ki, çok hızlı mesafe alabiliriz. Bu teknolojiyi üretmeye başladığımızda biz dünyanın en ileri 10 ülkesinden biri oluruz. IT (Bilişim sistemleri) sektöründe açık var. Bu işi yapan firmalarda çalışacak insan sayısı şu an ihtiyaç duyduğumuzun yüzde 10'unun altında. Bu alana ne kadar çok eleman yetiştirirsek ihtiyaç var. Bu sektörde elde ettiğimiz gelir 20'de 2'in de altında. Arzu ediyoruz ki bu dijital dönüşümü hızlı şekilde yapalım. Okullarımızda hızlı şekilde kod okuryazarlığı seferberliği başlattık. Arzumuz tüm öğretmenlerimizi kod okuryazarı yapalım. Dijital dönüşümle birlikte birçok iş kolunun yok olacağı korkusu var. Bu kısmen doğru ama yeni işler ortaya çıkacak. Dijital dönüşüm kabiliyetini önceden kazanan gençleri hazırlamış olacaksınız."

'YAVRULARIMIZI ÇOK YÖNLÜ YETİŞTİRİN'
Meslek edinmek isteyen gençlerin bir niteliğe de sahip olması gerektiğini kaydeden Vali Elban, "Gençler yurt dışına gitmek istiyor. Bizim ülkemizde, 'Ne iş olsa yaparım' var ama orada yok. Dijitalleşmeye kodlamaya önem veriyoruz. Yavrularımız kurslara devam etsin. Sonrası kendilerine kalsın. Zorla bu işi sevdirmek zorunda değiliz. Bizim ülkemizin kurtuluşunu burada görüyoruz. Öğretmenlik mesleği gerçek anlamda samimiyet mesleği. Amatör duyguların yoğun olduğu bir meslek. Yavrularımızı çok yönlü yetiştirin. Onları sanata, spora yönlendirin. Çocuk mutlu olup, enerjisini atsın. Gelişmiş ülkelerde başarı sadece akademik değildir. Bilgisayar kodlama eğitimi gibi spor ve sanatı da önemseyin" dedi.

'KÖPRÜLER YIKILIR, İNSAN AYAKTA KALIR'
İzmir Milli Eğitim Müdürü Ömer Çelik de toplantının açılışında yaptığı konuşmada öğretmenlik mesleğinin çok değerli olduğunu hatırlatarak "Çünkü biz fıtrata yatırım yapıyoruz. Çünkü biz; aziz milletimizin, cennet vatanımızın yarınlarına yatırım yapıyoruz. Plazalar eskir, binalar çürür köprüler yıkılır lakin ihtimamla, ilgiyle şefkatle ve sevgiyle bina edilen insan, elif gibi dimdik ayakta kalır. Çünkü milletimizin nazarında öğretmen, istikbal inşa eden bir okuldur. Bizler sadece bir çocuğun gözlerine bakmıyoruz. Biz milletin istikbaline bakıyoruz" dedi. Çelik, İzmir eğitim ailesi olarak Türkiye Yüzyılı'nda 850 bin öğrenci ve 60 bin öğretmenin hayallerini ileriye taşımak istediklerini kaydetti.(DHA)