Tire Süt Başkanı Öztürk 'ürünler rafta kalıyor'

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, süt üreticisinin merakla beklediği çiğ süt fiyatları ve üreticiye verilecek desteklerin tutarını açıkladı. Kirişçi çiğ süt fiyatlarının yanı sıra destek ödemelerinin de 2,5 kat artırıldığını kaydederek, "Bugün toplanan Ulusal Süt Konseyi, 14 Ekim 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; çiğ inek sütünün tavsiye fiyatını çiğ süt destek primi hariç üreticinin eline net 8,50 TL geçecek şekilde belirlemiştir. Bakanlığımızca 15 Mayıs-30 Eylül döneminde olduğu gibi süt üreticilerinin ekim, kasım ve aralık dönemi için litre başına 20 kuruş ödenmesi planlanan çiğ süt destek primini 2,5 katına çıkararak 50 kuruşa yükseltmiştir. Böylece üreticimizin eline Bakanlığımızca ödenecek olan çiğ süt destekleme primi ile beraber litre başına en az 9 TL geçecektir" dedi.  

"FİYATLARIN ARTMASI SEVİNDİRİCİ"
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Osman Öztürk, Tarım Bakanı Kirişçi'nin açıkladığı rakamları değerlendirerek, kararın üretici için sevindirici olduğunu kaydetti. Öztürk, çiğ süt fiyatlarının yanı sıra çiftçinin girdi maliyetlerine de devlet desteği sağlanması gerektiğini anlatarak, "Süt fiyatlarının artması bizim açımızdan sevindirici çünkü biz üreticiyiz. Bunları mamule çeviren, satan ve marketi olan bir kooperatifiz. Bu yüzden fiyatların yüksek olması güzel bir şey ancak bunun girdi kısımları da artmaya başlayınca, fiyatların yükselmesi çok cazip hale gelmiyor. İnşallah girdiler noktasında da devlet yardımcı olursa, destek olursa sütçü biraz daha rahat nefes alır. Yoksa bu girdilerin maliyeti artmaya devam ederse Kasım'da da, Aralık'ta da üreticimizin süt fiyatlarının artması yönünde talebi olacak" ifadelerini kullandı. 

"ÜRÜNLER RAFTA KALIYOR"

Girdi maliyetlerinin artmasıyla birlikte nihai ürün fiyatlarının da arttığını ve ürünlerin raflarda kaldığını aktaran Öztürk, "Türkiye'nin üreticisi de tüketicisi de şunu bilmeli; üretici, ürettiği ürünün yeterince değerlenmesini ister, tüketici de uygun oranda fiyatlarla almak ister. İkisi arasındaki sıkıntıyı çözmek, girdilerin temini ve bunların ucuz sağlanması ile mümkün. Biz aynı zamanda satıcı konumundayız. Fiyatları artırıyoruz, insanlar gelip raflardaki fiyatlara bakıp bakıp gittikten sonra ürettiğimiz ürünleri satamıyoruz, bunun da bir kıymeti yok. Üretici, üretse de satış olmadığı için piyasada ürün bollaşması olacak, bu da tabi ki sıkıntı" açıklamasında bulundu. 

"DÖNGÜSEL BİR SIKINTI VAR"
Öztürk, hem üretici hem de tüketici için çözüm bulunması gerektiğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: 

Nihai ürün fiyatlarının yüksek olması şu andaki en büyük sıkıntı zaten. Zincir marketlerde de bizim sıkıntımız bu ancak bunun yanında üreticimizi de düşünmemiz lazım şu anda üreticinin ürettiği sütün litresel fiyatı piyasanın altında ama bunu daha da yükseltirseniz de ürünleri satmakta güçlük çekiyoruz. Böyle döngüsel bir sıkıntı var" diye konuştu. 

"KESİM ORANI AZALDI AMA YEMLEME DE AZALDI"
Süt fiyatlarının arttığı zamanlarda insanlar girdi maliyetlerinin yükselmesiyle birlikte besilik fiyatlarının da artmasını da istiyor. Bizim besiciye destek vererek fiyatları belli seviyede tutmamız lazım, et fiyatlarını artırdığımız sürece ineklerin kesimi devam edecektir. Bu kaçınılmaz. Türkiye'de kesim oranları azaldı, bu konuda herkes hemfikir ama ben kesim oranlarının azalmasının yanında hayvan bakım beslemesinin de düzensizleştiğini, azaldığını görüyorum. Çünkü insanların yem vermekten imtina ettiği bir ortam var. Yem verme azaldığı sürece verim ve döl verim azalıyor. İnsanların hayvanlardan elde ettiği gelir de azalıyor. Kesimin artması ve sütün azalmasının bir sebebi de hayvan bakım beslemenin düzensiz olması.

250 Yorum

Yorum Gönder

300 X 250 Reklam Alanı

Puan Durumu

300 X 250 Reklam Alanı